7 Kasım 2009 Cumartesi

CİLT BAKIMINDA YENİ JENERASYON


Cilt Bakımında Yeni Jenerasyon
Günümüz şartlarının oluşturduğu hava kirliliği sıcak soğuk güneşin zararlı ışınları olumsuz hayat şartları cilt üzerinde olumsuz tahribatlar yaratır. Cilt bu işlevin ilk semptonlarını yani anotomik etkilerini belirdiği ilk organdır. Yaşlanma yaşamın tabi bir sonucu olup kaçınılmaz bir işlevdir. Tüm bu olgular bir arada oluşum gösterdiklerinden yaşlanma süreci hızlanır. Cildimiz en önemli kumaşımızdır. Cildimiz kendini 28 – 30 gün arasında yenilemektedir. Bu süreç cildin alt tabakalarında hücre bölünmesiyle başlayarak 28 ve 30. gün sonrasında cilt yüzeyinde ölü hücreler olarak yaşamlarını yitirirler. Cilt yüzeyindeki ölü hücre tabakasını arındırmadığımız taktirde cildimiz gerekli oksijenlenmeyi gerçekleştiremez. Aynı zamanda kullandığımız ürünler cildin alt katmanlarına ulaşamazlar. Cilt bakımında 2. önemli unsur cildimizin yeterince nemlendiğinden emin olmamızdır. Neme doymuş bir cilt her zaman sağlıklı ışıl ışıldır ve geç kırışır. Yaş ilerledikçe yağ ifrazatı ve hücre yenilenmesi yavaşladığından cilt dış etkenlere karşı korumasız kalır. Suyunu kaybeder kolejen ve elastin proteinleri azaldığından kuruluk çizgi ve sarkmalar görünür. Bu oluşumları geciktirmek ve doğru bakımları uygulamak için cilt bakımına gereksinimimiz vardır. Artık günümüzde bilim adamlarımızın yeni teknolojiler geliştirerek kozmetik dünyasına kattıkları yeniliklerle yapılan bakım programları dahada bir değer kazanmıştır. Bizde ESTE olarak cilt bakım ünitemizdeki doğal cilt bakım programlarımızı günümüz teknolojisi olan HYDROPEEL ile birleştirerek sizlere daha etkili soruna yönelik bakımlar sunmaktayız. Geliştirdiğimiz cilt bakım programlarımız kapsamlı programlardır.
İÇERİKLERİ:.Yeni hücre oluşumunu tetiklemek..Nem dengesini sağlamak.Cildin savunma mekanizmasını arttırmak..Mevsimsel değişiklere cildi hazırlamak .Yaşlılık belirtilerini tedavi etmek.Güneşin verdiği zararları tedavi etmek.Kişisel bakım programları oluşturmak

Medikal Estetik Uzmanı Cansel Yeni'den Güzellik İçin Çok Önemli Tavsiyeler.

Madam Figaro dergisi Kasım sayısında Kardiyolojide uzmanlaşmasına rağmen kariyerini tıbbın en sevdiği alanı olan medikal estetikte devam ettiren Cansel Yeni’ye yer verilmiş. Güzellik kavramını açıklama şeklini sevdiğim ve cilt bakımı hakkında önemli bilgiler verdiği için röportajının bir kısmını sizinle paylaşmak istedim:

Madam Figaro: Kliniğe gelen kadın ve erkekler nasıl bir psikolojik durumda oluyorlar?

Cansel Yeni: Kadın ya da erkek kapıdan giriyor, morali bozuk, kendinden memnun değil, kendiyle barışmaya ihtiyacı var. Cildinin daha temiz, daha parlak olduğunu, kırışıklıklarının biraz daha azaldığını gördüğünde bu o kişi için bir tür terapidir. Birçok kadın aynaya baktığında kendini genç görmek istiyor. Bu kötü ya da karalanacak bir şey değil. Bir sokaktan geçtiğinizde eğer o sokak bakımlı ve hoşsa bayılıyorsunuz ama bakımsız bir sokaksa, isterse şehrin en güzel yerinde olsun bir daha o sokaktan geçmek istemiyorsunuz.

M.F. : Ama hep 30 yaşında görünemeyiz. Genç görünme arzusunun da bir sınırı olması gerekmez mi?

C.Y. : Bu patolojik bir durum. Bundan biz de korkuyoruz. Bazen duyarsınız: Filanca kişi gençlik hastalığına tutulmuş diye… Bu durumlarda risk altında olan kişiler aslında doktorlar. Böyle bir hasta geliyor ve sürekli onu daha genç göstermenizi bekliyor. Artık isteklerini yapmadığınız ya da yapamadığınız zaman sizden daha kötüsü yok. Bu grup hasta bizim en korktuğumuz ve uzak durmaya çalıştığımız hasta grubu. Güzellik ve gençlik sonsuza kadar devam etmiyor. İnsanın bir süre sonra kendini zamana bırakması gerekiyor.

M.F. : Gelen her hastayı kabul ediyor musunuz?

C.Y. : Hasta konusunda çok seçiciyim. Herkese her şey yapılmaz. Güzellik o kadar kolay alışılan bir şey ki… Benim işim gelen hastanın dış görüntüsünü düzeltmek. Ama bunu hastanın kendisi için yapıyorum. O mutlu olsun diye. Yoksa çevresi ya da eşi için kendini değiştirmek, genç görünmek isteyen hastalarıma, karşı tarafın bu değişime kısa sürede alışacağını ve artık bunun bir anlamı kalmayacağını anlatıyorum. İnsanları etkilemek için güzellikten çok kişilik önemli. Siz estetik yaptırıp, güzelleşip bütün gün evde oturuyorsanız, alışveriş yapmaktan başka bir uğraşınız yoksa karşı tarafı etkilemeniz çok zor. Tabii ki kendinizi bırakmayacaksınız, fiziğinizle, kendinizle ilgileneceksiniz. Yoksa kendinize olan saygınızı kaybedersiniz ama her şeyin dış güzelliğe bağlı olduğunu da düşünmemek gerekiyor.

M.F. : Cildimizin genç ve kaliteli kalmasını sağlamak için neler yapmamız gerekiyor?

C.Y. :Temiz ve sağlıklı cilt güzelliğin en temel unsurudur. Bana gelen hastaların güneşe çıkması yasak. İnsanlar hep yanık tenin daha hoş göründüğünü düşünürler. Oysa bu doğru değil. Tarih boyunca güzelliği ortaya çıkaran beyaz ten rengi kabul edilmiş. Yanık ten aslında cilt isyanıdır. Cilt o kadar çok bağırıyor ki beni kurtarın diye, alttaki pigmentlerini kendini korumak için dışarıya yolluyor. O pigmentler dışarıya çıktıkça nedense insanlar güzel olduklarını düşünüp seviniyorlar. Elbette ilk bronzlaşma anında cilt gerilir, parlar çünkü cildimiz ödem toplamıştır. Sonra ciltte yavaş yavaş ince kırışıklıklar ortaya çıkar. Bir insan cildini bozmuşsa onu düzeltmek çok zor. Tabii ki her insanın birkaç tane lekesi olabilir ama korkunç bir güneş yanığı ve her yeri lekeler içindeki bir cildi düzeltmek çok zor.

M.F. : Cilt sağlığını korumada yaşam düzeni ve uyku düzeni ne kadar önemli?

C. Y. : Karanlık odada kaliteli bir uyku büyüme hormonu salgılanmasını sağlıyor. Her gün 10 saat uyurum. Cumartesi öğleden sonra eve giderim ve pazartesi sabahına kadar evde meyve yerim. Böylece bir tür detoks yapmış oluyorum. Spor da çok önemli. Özellikle menopoz çağına gelen kadınların kemik yapılarının düzgün olmasında pilatesin büyük yararı var.

M.F. : Cilde dışarıdan nasıl bir bakım uygulamak gerekir?

C.Y. : Bir doktor olarak cilde 20 – 30 farklı ürün sürülmesine karşıyım. Hastalarıma tek bir nemlendirici kullanmalarını öneriyorum. Bu nemlendiricide kişiye özel, cildin neye ihtiyacı varsa ona göre seçilmiş olmalı. Kozmetik sektörünün çok içinde biri olarak göz, dudak, boyun için ayrı, gece gündüz için ayrı kremlerin kullanılmasını yanlış buluyorum. Gözaltı biraz hassas bir bölgedir, çok yağlı krem kullanılamaz. Ama aynı şey tüm cilt için de gerekli. Cilt için yağ değil nem önemli. Yağ dediğimiz şer parafindir ve bu da cildin gözeneklerini kapatır. Nem cilde bir bariyer oluşturur ve bu bariyer cildin dış etmenlerden korunmasını sağlar. Dışarıdan verilen nemin cilde öyle aman aman bir katkısı olmaz. Önemli olan bol su içerek cildin ihtiyacı olan nemin içeriden sağlanmaktır.

M.F. : “Şu kremi sürdüm göz etrafımdaki kırışıklıklarım açıldı” derler bu mümkün müdür?

C.Y. : Bunun bir mantığı yok. Krem kırışıklıkları açacak kadar cildin alt tabakalarına işliyorsa beraberinde tozu ve kiri de götürüyordur. Cilt o kadar kendini koruyan bir organ ki dört ayrı tabakadan oluşuyor. En üstteki tabaka ölü tabakadır. Bu ölü tabakaya krem sürmek sadece cildin daha parlak olmasını sağlar. Yoksa cildin yapısını etkileyemez. Çok yağlı bir krem kullanırsanız, bu tabakadaki gözenekler kapanır ve cilt kendi yağını dışarı atamaz ve akneler oluşur.

M.F. : Cildi temizlerken nelere dikkat etmek gerekir?

C.Y. : Cildin kendi PH’sı var. Gün içinde cildiniz bazen yağlanır. Burada cilt PH dengesinin bozulduğunu fark eder ve yağlanarak bu dengeyi geri sağlar. Cilt kendine has bir asit – baz dengesinden oluşuyor ve bu denge bakterilerin oluşumunu engeller. Cildinizi normal el sabunlarıyla yıkadığınızda bu dengeyi bozarsınız. Bu denge bozulursa cildin bir kısmı kurumaya başlarken T bölgesi dediğimiz alın, çene ve burun da yağlanmaya başlar. Bunun nedeni cildin kuruyan alanları kendi kendine nemlendirmeye çalışmasıdır. Bu nedenle sabah uyandığınızda burnunuzdaki yağı tüm cildinize yayın ve cildinizi sonra yıkayın. Bu sizin doğal nemlendiricinizdir. Biz bozmadığımız takdirde cilt kendi kendini düzenleyecek yetenektedir.

M.F. : Botoks gerçekten mucize bir buluş mu?

C.Y. : Botoks kendi başına bir işlem. Yaptığım ve gördüğüm hastalara baktığımda botoksun en kolay ulaşılabilir güzeliği sağladığını görüyorum. Çünkü botoksta aslında hiçbir şeyi değiştirmiyoruz, yüzün doğal şeklini bozmuyoruz. Aynı kalıyorsunuz ama daha genç görünüyorsunuz. Önemli olan botoksun doğru uygulanması. Cildin esnekliğini korumak gerekiyor. Fazla uygulatıp cildi gereğinden fazla gererseniz o zaman yapay durur. Botoks ile üç ay sonra eski halinize dönersiniz. Doğru ellerde botoks sadece kırışıklıkların arasını açmak için kullanılır, yoksa bir mimiği değiştirmek için değil.

6 Kasım 2009 Cuma

TÜP BEBEK NEDİR ?

Hayatımıza son 20 yılda giren ve bizim için hızla sıradan bir yöntem haline gelen tüp bebek uygulaması nedir ve nasıl yapılır? Sorularınızın cevabını burada bulabilirsiniz.

Tüp bebek uygulamasını kısaca özetlemek gerekirse, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin vücut dışı koşullarda döllenme işlemi diyebiliriz.

Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki, uygun bir ortamda 48 saat bekletilir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşur. Bu döllenmiş yumurtalar embriyo (cenin) olarak adlandırılır ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilir.

Embriyolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir katater ile yerleştirilir. Bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık %50’sinde gebelik oluşur. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanır. Tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40’ında çocukları olur. Bu oran birçok uygulama sonucu % 70 – 80’lere çıkabilir. Geri kalan % 20 – 30’luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamaz.

Tüp bebek yöntemlerinde çeşitli ilaçlarla (Gonal-F, Puregon, Menogon) kadının yumurtalıklarının uyarılması sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasının amacı, embriyo oluşturmaya aday çok sayıda yumurta elde etmek. Çok sayıda embriyonun rahim içine yerleştirilmesinin (embriyo transferi) gebelik şansını artırdığı görüldü (gebelik oranları, bir embriyo yerleştirildiğinde yaklaşık %10, üç embriyo yerleştirildiğinde ise %40 -50 civarında).

Tüp bebek hakkında genel bilgiler
Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahime transferi ilkesine dayanır. Laboratuar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.

Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise, kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır hale gelmiş. Bugün, endometriozis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta, tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınır.

Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendiriliyor.

EVDE SAÇ BAKIMI

SAÇLARDAKİ KEPEKLER İÇİN ISIRGANOTU KÜRÜ :

Eğer, saçlarınızda kepek var ise veya saçlarınıza parlaklık ve canlılık kazandırmak istiyorsanız, bunun için çözüm ısırgandır.
Saçlarınızdaki kepeği geçirmekte zorlanıyor ve şampuanla da geçiremiyorsanız, veya şampuana alerjiniz var ise, mükemmel destekleyici bitkisel kür ile kısa zamanda saçlarınızdaki inatçı kepekleri yok edebilirsiniz. Burada önerilen destekleyici kür ısırganın doğru türüdür.
Bu bitkinin kullanım süresi yaklaşık 1.5 aydır. Bir kürlük miktar 1.5 ay kullanılır ve yaklaşık 75 g dır.


SAÇ DÖKÜLMELERİNE KARŞI LAVANTA KÜRÜ :

Saç dökülmesine karşı uygulaması oldukça kolay olan bitkisel kür önermekteyim. Bu kürü evinizde kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Lavantanın doğru türü en etkili olanıdır.
Bir tutam (yaklaşık 5g) lavantayı 750 ml kaynamakta olan suya ilave ediniz. Yaklaşık 5 dakika yüksek sıcaklıkta (kaynama noktasına yakın) demleyiniz. Demleme tamamlandıktan sonra ılımasını bekleyiniz ve ılıkken süzünüz.

Eğer, saçlarınız temiz ise demlediğiniz lavanta suyu ile saçlarınızı yıkayınız ve yarım saat etki ettiriniz. Yarım saat etki ettirdikten sonra sadece suyla durulayınız.

Eğer, saçlarınız kirli ve çok yağlanmış ise, önce yeşil sabun veya şampuanla yıkayınız. Sonra demlenmiş lavanta suyu ile yıkayarak, yarım saat etki ettiriniz. Daha sonra sadece su ile durulayınız. Saç dökülmesi durana kadar haftada bir-iki defa uygulanır. Saç dökülmesi durduktan sonra önleyici amaçlı olarak zaman zaman uygulanır.

BAL İLE SAÇ BAKIMI

Evde saç bakımı yapmak hiç de zor bir iş değil. Size iki ayrı kür önermek istiyorum. Bu kürler evde kolayca hazırlanabilecek ve saç bakımında oldukça etkili olabilecek kürler ;

1. KÜR :

SAÇ PARLATICI BAL MASKESİ :
1 çay kaşığı balı, 4 bardak sıcak suda eritin. Saçlarınızı şampuanladıktan sonra hazırlamış olduğunuz suyu saçlarınızın dibine çok fazla değdirmeden uçlarına doğru uygulayın. Daha sonra durulama yapmadan saçlarınızı kurutun. Parlaklığı görünce şaşıracaksınız .

2. KÜR :

BAL İLE EVDE YAPILABİLECEK SAÇ BAKIM KREMİ :

1/2 fincan balı 1/4 fincan saf zeytinyağı ile karıştırın. Saçlarınız normal kuruluktaysa yalnızca 1 yemek kaşığı yağ katın. Karışımı saçlarınıza sürdükten sonra başınıza bir bone takıp yarım saat bekleyin. Saçlarınız şampuanla yıkadıktan sonra durulayın. Kuru saçlarınızın canlanıp parladığını göreceksiniz.

PARLAK VE KEPEKSİZ SAÇLAR İÇİN ISIRGANOTU KÜRÜ

GEREKLİ MALZEMELER :

4-5 gr ısırgan otu, 750 (3 su bardağı) ml su,

YAPILIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ :
Bir tutam kadar yani 4-5 gr ısırgan otunu (Isırgan otunu kuru veya taze olarak kullanabilirsiniz. ) 750 ml kaynamakta olan suda 4 dakika hafif ateşte haşlayınız. Soğuduktan sonra süzünüz. Eğer saçlarınız temiz ise ısırgan otu suyu ile yıkayınız. Yarım saat etki ettiriniz. Daha sonra sadece su ile yıkayıp kurulayınız. Eğer saçınız kirli ise önce şampuan veya sabunla yıkayınız. Daha sonra hazırladığınız ısırgan otu suyunu saçlarınıza yarım saat etki ettiriniz ve sadece suyla yıkayıp kurulayınız. Bu uygulama ile saçlarınıza, canlılık, parlaklık kazandırmış olursunuz. Aynı zamanda kepeklenmeyi de önlemiş olursunuz.


SAÇ DÖKÜLMELERİNİ ÖNLEMEK İÇİN SAÇ MASKESİ

Soğan, çörekotu, çamterebentin ve hint yağı mucizesini saçlarınızda yaşayın.

SAÇ DÖKÜLMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN

*1 Rendelenmiş soğan
*2 Tatlı kaşığı hint yağı
*2 Tatlı kaşığı çörek otu yağı
*1 Çay kaşığı çam terebentin
Haftada 1 gün saç diplerine sürüp,streç filmle sarıp yarım saat kadar bekleyin.Yıkarken arıtıp soğuğa yakın ılık suyla yıkayın.

EVDE YAPILABİLECEK SAÇ KREMİ TARİFİ

Kendi saç kreminizi kendiniz hazırlayabilirsiniz. Saç kremleri saç bakımı için son derece önelidir. Özellikle saçları çok sert olanlar veya saçları çabuk kırılanlar bu tarifimizi deneyebilirler. Yapması ve uygulaması oldukça kolay. Nasıl mı?

GEREKLİ MALZEMELER :

1 tatlı kaşığı ceviz yağı
2 tatlı kaşığı biberiye yağı
1 tatlı kaşığı keten tohumu yağı
1 tatlı kaşığı pul biber
1 yumurta sarısı

YAPIMI VE UYGULAMA ŞEKLİ :

Bütün malzemeleri karıştırılıp saç diplerine masaj yaparak sürülür.15 dk. bekletilir. Kuruduktan sonra şampuan sürülüp yıkanır.

NOT : Küçük bir hatırlatmayı da yapmadan geçmeyelim. Yağlı saçlara ısırgan tohumlu şampuan kuru saçlara aleoveralı şampuan önerilir.

BİTKİ YAĞLARIYLA CİLT BAKIMI

Cilt bakımı için doğal malzeme size dosttur. Kusursuz bir cilt için yapacağı losyon veya maske için aktardaki şifalı bitkilere başvuruyorlar. Ya da buzdolabındaki bir meyve ile bir maske yapabiliyorlar. Şifalı bitkilerin yağlarının kullanımı çok önemli. Ama kaliteli yağların kullanımı şart. Gerçek güzellik için doğaya başvurmaktan kaçınmayın. İşte birkaç cilt bakım reçetesi...

Formül 1
Portakal yağı
Limon yağı
Kayısı yağı

Islatılmış pamuğa 1 çay kaşığı dökülür. Losyon şeklinde cilde sürülür. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Formül 2
Gül yağı
Buğday yağı
Papatya yağı

Islatılmış pamuğa 1 çay kaşığı dökülür. Losyon şeklinde cilde sürülür. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Formül 3
Havuç yağı
Jojoba yağı
Yasemin yağı

Islatılmış pamuğa 1 çay kaşığı dökülür. Losyon şeklinde cilde sürülür. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.